Amatör Evli Kızla Sikişiyorum ve Komşumuz Halit ve Ben

ben Murat. 32 yaşındayım evli ve üç çocuk babasıyım. Başımdan geçen olay geçen yaz gerçekleşti. Köyde iş güç uğraşan birazcık aksi bir adamım. Sivri dilli biriyim o yüzden çoğu ortam beni sevmez.. Mutlu mesut bir hayatım var ki halende öyle devam ediyor. Köyde sürekli bize uğrayan bir komşumuz var benim hanımla iyi arkadaşlar ismi Semra . Semra 25 yaşlarında evli ve 2 çocuk annesi olmasına ve köy yerinde bakımsız bir kadın olmasına rağmen çok ilgi çeken bir kadın veya bana öyle geliyor:)) Bir gün hanım evde yokken geldi kapıyı ben açtım hanım evde yok dedim o da biliyorum dedi.. Şaşırdım ve cevap veremedim başka düşünmeyeyim diye.. Senin için geldim dedi şaşkınlığım dahada arttı ben hayırdır diyebildim ancak.. Sana aşık oldum ben Murat dedi .. Nasıl olur evlisin sen bende evliyim ve karımla arkadaşsınız hem dedim.. Karınla sana yakın olmak için arkadaş olmaya devam ediyorum dedi.. Bende bu ilişkinin sonu olmaz sen evlisin bende öyle ve ben halimden memnunum dedim.. Bende memnunum ama başka heyecanlarda katmak gerek.. Evliliğimize devam ederiz ama arada bizde takılırız olmazmı ? Bende nasıl olur dedim .. Sen bana bırak bunları yeterki istediğini dile getir.. Bende tamam dedim o da gitti.. Giderken şalvarını düzeltti baya bi çekti yukarıya kalçalarının arasına girdi şalvar delirdim o görüntüyle.. Hatun işi biliyor:) Neyse akşama yine geldi bu ben çıkacaktım evden ama durdurdu beni Murat abi sende gel oturalım bir iki lafın belini kıralım dedi.. Bende tamam dedim oturdum karşısına baktım kalktı geldi yanıma oturdu bana kolunu gösterdi bugun yaktım Murat abi izi kalırmı falan diye sordu ve oturdu yanıma.. Harbi işin ehli hatun:) Neyse muhabbet koyulaşıyordu benim hatun mutfağa gitti benle Semra başbaşa  elini attı yarağıma bende korka korka elimi göğüslerine attım.. Kulağıma eğildi dedi senin için sütyen giymedim:) dudağımdan öptü karım gelecekti hemen toparlandık muhabbete devam ettik:) Biz muhabbet edyorduk karım dahil olamıyordu garip garip bize bakıyordu.. En son dedi siz muhabbet edin ben yan komşuya gidip gelecem ne için gidecen diye sormadık tamam dedik:) o gitti kapının kapanış sesini duyar duymaz fermuarımı açıp ağzına aldı kalkık sikimi biraz ağzına aldıktan sonra hemen domaldı ve eteğini kaldırdı geçtim arkasına dayadım ammına hızlıca soktum hafiften acıtmıştım ama pek ses çıkarmadı .. Karımın gelme korkusundan dolayı hızlıca gitgel yapıyordum içinde boşalacağım zaman ağzıma boşal dedi hemen çıkardım ağına verdim biraz yaladıktan sonra ağzına patladım hepsini yuttu dudaklarını ısırıyordum hafiften kapı sesini duyduk muhabbete devam ettik karım geldi ben artık gideyim dedim .. böyle epey maceralarımız oldu:) şimdilik bununla idare edin en kısa zamanda yeni sex hikayelerimi sizinle paylaşacam:)

Komşumuz Halit ve BenHerkese merhaba, ben İstanbul’dan Selen..29 yaşındayım ve 3 yıldır evliyim…Arap asıllı İskenderun’lu bir ailenin, İzmir’de ve oldukça rahat şartlarda büyümüş tek kızıyım..Fiziksel görüntümü tarif etmekte pek başarılı olduğumu söyleyemem ama, 1 65 boyunda 68 kiloda, siyah uzun saçlı, buğday tenli, balık etli  ve özellikle yüz güzelliği ile dikkat çeken bir bayanım.

Evlenene kadar İzmir ve İstanbul’da bir farklı işyerlerinde çalıştım. Evlendikten sonra eşimle  birlikte İstanbul’a taşındık ve bir süre sonra da çalışma hayatını bırakarak, ev hanımı olmaya karar verdim. Her ne kadar alışık olmadığım bir durum olsa da , stresten uzak ve rahat bir hayat ilgimi çekmişti sonuçta.
İstanbul’a ilk taşındığımızda, Anadolu Yakası’nda güzel bir muhitte ev tutmuştuk. Sahil yoluna oldukça yakın olan apartmanımız, yaşını başını almış ve çoğu ev sahibi olan insanların yaşadığı bir yerdi. Her katında karşılıklı iki daire olan beş katlı bir apartmandı ve apartmandaki en genç kadın bendim ve ilk taşındığımız dönemde çalışma hayatında olduğum için komşularımla pek kaynaşma fırsatım  olmamıştı. Görüştüğüm tek kişi karşı dairemizde oturan Ayşegül Teyze idi. Kendisi oldukça tatlı ve 60’lı yaşların ortalarında emekli bir öğretmendi. Eşi yıllar önce ölmüştü ve yalnız yaşıyordu. Zaman içerisinde, kendisiyle samimi olmuştuk ve güzel bir komşuluk ilişkisi oluşmuştu. Ben ona o bana sürekli gidip geliyor, her ihtiyacımızda birbirimize yardımcı oluyorduk.
Bir süre sonra, işten ayrılıp evde daha çok vakit geçirmeye başladığımda,  diğer katlardaki hanımlarla da samimiyetimiz artmış, koca şehirde tek bir akrabası olmayan ben, onlar için bir kız evladı haline gelmiştim. Kekler, börekler uzun zaman sonra yeniden hayatıma girmiş, mahalle ve apartman dedikodularının önemli dinleyicilerinden biri olmaya başlamıştım. Dolayısıyla, her Türk kadını gibi, kilolar da ard arda gelmeye başlamıştı. Ama mutluydum. Herşey yolunda gidiyordu.Eşim’in işleri çok iyiydi ve en küçük bir sorun dahi yoktu hayatımızda.
Geçen yıl bu aylarda havalar yavaş yavaş ısınmaya başladığı dönemde,  ben artık evde duramaz olmuştum. İstanbul’lu olanlar çok iyi bilir, sıkıldıkça kendimi ya çok yakınımızdaki Bağdat Caddesi’ne atıyordum, ya da üyesi olduğum evimizin yakınlarındaki bir spor klubünün havuzuna. Başka da eğlencem yoktu Evde oturmak dayanılacak gibi değildi, hele  benim gibi özgürlüğüne düşkün, gezmeye tozmaya alışkın bir İzmir’liye göre hiç değildi. Bir gün öğlen yine caddede dolaşmak üzere hazırlanıp dışarı çıkıyordum. Kapıyı kilitlerken, Ayşegül Teyze’nin kapısının açıldığını duydum. Ayşegül Teyze’nin olduğunu düşünerek,
- Ayşegül Teyze dışardan bir şey lazım mı ?
diye kıkırdayarak,  en neşeli halimle arkamı döndüğümde, kanımın çekildiğini şu an bile hatırlıyorum.
Kapının önünde, 40 lı yaşlarda , esmer, kirli sakallı ve iri yapılı sayılabilecek bir adam şaşkın ama bir yandan da ürkütücü gözlerle bana bakıyordu. Önce hırsız sandığım için oldukça korkmuştum ama hemen arkasından Ayşegül Teyze’nin sesini duyunca biraz olsun rahatladım. Oldukça ürkütücü bakışları olan ve her haliyle ben maçoyum diye bas bas bağıran bu adamın karşısında, ürkek bir ses tonuyla ‘ Merhaba ‘ diyebildim sadece. Sonra Ayşegül Teyze kapıya çıktı ve
- Aaa Selenciğim tanıştırayım, oğlum Halit dedi. Uzun zamandır şehir dışındaydı yeni geldi, siz görmediniz daha önce birbirinizi..
diye de ekledi arkasından.
Büyük bir şaşkınlık içinde gülümseyerek elimi uzattım. Hoyrat bir şekilde narin ve yumuşacık ellerimi kavrayıp sıkarken, tok ve en az bakışları kadar ürkütücü ses tonuyla,
- Merhaba Selen, annem senden çok bahsetmişti. Memnun oldum……..
dedi. Bana ilk tanıştığı an ‘Sen ‘ diye hitap etmesi biraz rahatsız edici gelse de , çok umursamadım. Kapı eşiğinde sıradan birkaç sohbet sözcüğü ile durumu geçiştirdim ve iyi günler dileyerek uzaklaştım.
O gün akşama kadar, beni son derece rahatsız eden Halit’i düşündüm. Bu kadar narin ve eğitimli bir kadının böyle kaba saba bir oğlu olması çok şaşırtıcı gelmişti doğrusu. Akşam eşimle yemek yerken bile onu ilk gördüğüm o anı düşünüp , irkilmiştim. Gözlerim tabağıma dalıp gitmiş, eşimin söylediklerini anlamıyor sadece kafa sallıyordum. Nasıl bir ruh hali içerisindeydim, bugün bile anlam veremiyorum.
Sonrasındaki günler de farksızdı. Birkaç sefer yine ansızın karşımda bitivermiş ve beni ürkütmüştü. Bakışları, son derece rahatsız edici bir şekilde, bedenimde geziyordu. Ayak üstü konuşurken bile, gözlerinin dudaklarıma ve göğüslerime kaydığını fark ediyordum. Yaz ayları geldiğinden, daha rahat giyinmeye başlamıştım ve artık arada bir denk geldiğimizde, istesem de istemesem de,  üzerime giydiğim ince askılı bluzun kapamayı başaramadığı ve maalesef oldukça iri olan göğüslerimle, ona görsel bir ziyafet sunduğumun farkındaydım. Ama ben genç kızlığımdan beri hep böyleydim ve bu adamın varlığı yüzünden giyim tarzımı değiştirecek halim de yok diye düşünüyordum.

Bir gün bana çaya gelen komşular, Ayşegül Teyze’nin yokluğunu fırsat bilip dedikodu yapmaya başladılar. Halit’in pek tekin biri olmadığını, hatta bir süre hapis yattığını duyduklarını ama suçunun ne olduğunu bilmediklerini söylüyorlardı. Bu kadar az bilgiyle dahi, ona karşı hissettiğim korku daha da artmaya başlamıştı. Bu adam beni resmen korkutuyordu. Başıma birşeylerin geleceğini hissedebiliyordum sanki. Zaman geçtikçe Halit’e karşı hissettiklerim ben de bir histeri halini almıştı. Sanki karşı dairemde bir sapık ya da katil oturuyormuş gibi hissediyordum sürekli. Zamanla,  Ayşegül Teyze’ye karşı bile soğuduğumu farkettim.
Günler günleri kovalıyordu. Benim hayatım aynı rutinde ilerliyordu. Halit’le yine birkaç defa karşılaşmıştık. Hatta bir seferinde, elimdeki torbaları aracımdan daireme kadar çıkarmama bile yardım etmişti. Kapıyı açıp , torbaları almak için elimi uzattığımda, hiç istifini bozmadan ayakkabıları ile doğrudan eve girmiş , mutfağa  bıraktıktan sonra da gülümseyerek dairesine geçmişti. Ben de şaşkınlıkla onu izlemiş, kuru bir teşekkürle geçiştirmiştim durumu. Yaptığı her ne kadar kendisinden beklenmeyecek kadar medeni bir hareket olsa da , onunla birkaç saniyeliğine dahi aynı çatı altında olmak, tüylerimi diken diken yapmaya yetmişti. Belki de paranoyakça bir düşünceydi ama her fırsatta ansızın karşıma çıkması,  beni kesin olarak gözetlediği ve takip ettiğini düşünmeme yol açmıştı. Buna kesin olarak inanmamı sağlayan ise,  apartmanın arka cephesinde bulunan ve karşı daire ile yan yana konumlanmış yatak odası balkonunu yıkarken, sigara içmek bahanesiyle bir anda balkonda bitivermesiydi. Aramızda iki üç metrelik bir mesafe vardı. Beni görmek için balkona çıktığından kesin bir şekilde emindim. Temizlik yaptığım için düşüncesizce ve üzerime çeki düzen vermeden çıkmıştım balkona. Üzerimde, açık renk penye bir kapri ve  askılı siyah renk body vardı. Onu farkettiğimde, ani bir hareketle içeri de kaçamazdım ve çoktan penye kumaştan oldukça net bir şekilde belli olan kalçalarımı ve eğildiğimde gözüken sutyensiz göğüslerimi dikizlediğine emindim. Yapacak bir şey yoktu. Bundan sonra daha dikkatli giyinmem lazım diye düşündüm sadece.
Birkaç gün sonra,  Ayşegül Teyze bana geldi. Hastalanan kız kardeşinin yanına gideceğini ve bir süre orada kalması gerektiğini söyledi. Açık açık söylemese de, ana kuzusu yavrusuna!! göz kulak olmamı istiyordu sanırım. Olacak iş değildi ya, neyse!!... Ancak, bu haber aslında başka bir şeye işaretti. Bir süre boyunca, çalışmadığını bildiğim Halit ve ben tüm gün karşılıklı iki dairede yalnız olacaktık. Bizi sadece kısacık bir apartman boşluğu ve iki kapı ayırıyorduı. Bunu düşünmek bile beni oldukça rahatsız etmişti. Sabahları erkenden çıkıp, akşam eşim geldiğinde mi eve gelsem diye düşündüm ama bu olayı her gün nasıl devam ettirebilirdim ki.
Ayşegül Teyze’nin gidişinden birkaç gün sonraydı ve ben, kahvaltımı bitirmiş, havuza gitmek üzere hazırlanıyordum. Sabah saatleri olduğu için, ona görünmeden hızlıca apartmandan çıkarım diye düşünüyordum. Havuza gittiğim için, üzerime oldukça hafif kumaştan yapılmış, ince  askılı tek parça bir elbise giymiştim. Aynanın karşısında rujumu sürüp, saçlarımı topluyordum ki , kapı ziliyle irkildim.Gözetleme deliğinden baktığımda, karşı dairenin kapısının açık olduğunu ve Halit’in de kapımın önünde beklediğini gördüm. Nerden çıktı şimdi bu diye düşünürek, kapıyı açtım.
-Buyrun Halit Bey ? diyebildim sadece. Onunla konuşurken ürkek bakışlarım sayesinde, yeni yetme  bir genç kız gibi göründüğümü tahmin edebiliyordum. Normalde kendine oldukça güvenli ve belki de biraz küstahça tavırları olan ben, bu adamın karşısında bir şekilde siniyordum.  Gözleri omuzlarımda ve göğüslerimde dolanıyordu her zamanki gibi. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Kısacık sessizliği o bozdu. 
-Selen bir şey rica edeceğim. Kendime yemek yapayım dedim ama sanırım berbat ettim. Bir bakar mısın, hiç anlamıyorum bu işlerden…
dedi…Bana ısrarla ismimle hitap etmeye devam ediyordu. Ben ona, ‘ Bey ‘  dedikçe ve mesafeyi korumaya çalıştıkça, o ısrarla samimiyet kurmaya çalışıyordu. Bu da beni çok rahatsız ediyordu.
O an, ne yapacağımı şaşırdım. Tamam dedim. İçinde mayom, tarağım ve güneş kremlerimin bulunduğu havuz çantamı hızlıca alıp, dışarı çıktım. Kapıyı kilitlerken, arkamda bekliyordu, içim ürpermişti. Soğuk bir tavırla döndüm ve peşi sıra dairesine geçtim.
-Dışarı çıkıyordun galiba..dedi kapıyı arkamızdan kapadıktan sonra.
-Evet, tam çıkıyordum. Şu yemeğe bir bakayım hemen, geç kalıyorum da…
diyerek zaman kazanmak istedim. Çok rahatsız olmuştum. Hızlıca mutfağa yöneldim, ocağa baktığımda şaşkınlık ve tedirginlik katsayım en üst seviyeye çıkmıştı çünkü ne mutfakta ne de ocağın üzerinde yemek falan yoktu.
Ona doğru dönerek bahsettiği yemeğin nerde olduğunu sormak üzereydim ki, aniden arkamdan gelerek güçlü kollarını bedenime dolayıverdi. Bir eliyle hoyratça göğüslerimi kavrarken, diğer eliyle de ağzımı kapatıyor, bağırmamı engellemeye çalışıyordu. Bu gerçekten oluyor muydu? Uzun zamandır korktuğum şey başıma mı geliyordu? Kısacık zaman diliminde kendime, dikkatsizliğime küfrettim içimden. O an, aklımdan bir çok şey geçiyordu. Film şeridi gibi dedikleri bu olsa gerek, utanç içinde hatırlasam da eşimin yüzü gelmişti gözümün önüne. Bana ilk günden beri özenle davranmıştı, hep nazik ve kibar olmuştu ancak şu anda bambaşka bir evrendeydim sanki. Bir an gözüme Ayşegül Teyze’nin terlikleri takıldı. Defalarca gidip geldiğim ve çok aşina olduğum bu evde yaşadıklarıma inanamıyordum. Bakışlarım, kapının hemen yanında duran aynadaki oldukça korkunç görüntümüze  kayıverdi bir anda. Kocaman elleri ağzımı ve göğüslerimi kaplamış, çaresiz ve dehşet dolu gözlerle kendime bakarken, Halit, iğrenç dilini boynumda gezdirmekle meşguldü. Beynim bana oyunlar oynuyordu, bu yaşananlar gerçek olamazdı. Böyle bir şeyi yaşayacağımı hayal bile edemezdim.
-Lütfen yapma!!!
diye bağırmaya çalıştığımda, ağzımı daha sıkı kapatmaya başladı. Canımı çok fena acıtıyordu. Kendini tamamen vücuduma yaslamıştı. Tiril tiril yazlık elbisemin kumaşı o kadar yumuşak ve inceydi ki, kalçalarımın arasında git gide büyüyen sertliğini, çok net bir şekilde hissedebiliyordum. Hissettiğim sertliğin boyutları korkumun daha da artmasına yol açmıştı. Kalçalarımın tam arasına denk getirmeyi başardığı penisi daha önce hiç karşılaşmadığım büyüklükte olmalıydı. Bu düşüncelerle ağlamaya başladım. Gözlerimden akan yaşlara mani olamıyordum. Halit, hiçbir insanlık belirtisi göstermeden beni sürükleyerek salona götürmeyi başarmıştı. Elinden kurtulmaya çalışıyordum ama çok güçlüydü.  Beni bastırarak zorla yere yatırdı. Elbisem zaten çoktan yukarı doğru sıyrılmış, belimin hizasında toplanmıştı. Bir eli ağzımdayken, diğer eliyle de külodumu çıkarmaya çalışıyordu. Bacaklarımı kapayarak mani olmaya çalışıyordum ama diğer eliyle canımı yakınca, kendimi bırakıvermiştim. Kolayca, çıkarıp kenara atmıştı külodumu. Elbisemin askılarını sertçe aşağıya kaydırdı ve ortaya çıkan sutyenimi alttan yukarı doğru sıyırıp, çıplak göğüslerimi salyalarını akıtarak emmeye başladı. Bunlar olurken ben, nerdeyse bayılmak üzereydim. Gözyaşlarım yanağımdan boynuma doğru akıyordu. Hissedebildiğim tek şey buydu sanırım o an. Kendinden geçmiş gibiydi. Göğüs uçlarımı ısırırcasına sertçe tek tek ağzına alıp emiyor, sonra bırakıp elleriyle onları sert bir şekilde yoğururken hayvani bir şehvetle seyrediyordu. Hassas tenim kıpkırmızı olmuştu. Göğüslerim moraracak diye korkuyordum. Ne tuhaf, o an ölmekten değil de halen eşimin sonradan durumu farkedebileceğinden korkuyordum. Artık, yavaş yavaş kendimden geçiyordum. Direnecek takatim kalmamıştı. Zaman ve mekan algım giderek dağılıyordu. Gördüğüm son şey, bedenimden bağımsız hareket ederek direnmeye çalışan kollarımın o vahşi hayvanla mücadelesiydi. Tek eliyle, son gücünü harcamakta olan kollarımı tutarken, diğer eliyle de fermuarını çözmeye başlamıştı. Bakmadım, bakamazdım da. Az sonra, hayatımda ilk defa istemediğim bir erkek, bedenime sahip olacaktı. Islanmamıştım bile, o hayvanı nasıl içime alabilirdim ki..Üzerime çullanıp dudaklarını dudaklarıma zorla yapıştırdığında, yoğun bir tütün tadı geldi ağzıma. Eşime nasıl da sigarayı bıraktırdığımı hatırladım bir an.
Sırf bu tadı almamak için tüm erkek arkadaşlarımı ve eşimi sigaradan uzak tutmak nafile bir çabaymış meğer. Hayatım boyunca biriktirdiğim tüm değerleri, beğenileri ve zevkleri bu adam darmadağın etmişti bir anda. Dilini ağzıma sokmaya çalışıyordu ama  ben dudaklarımı büzerek engel olmaya çalışıyordum. Çenemi mengene gibi parmaklarıyla sıktığında bu çabam da boşa çıktı. Adamla resmen öpüşüyor gibiydim. Dudaklarımı emiyor, dilini ağzıma sokup dilimin üzerinde gezdiriyordu. Bununla nasıl başa çıkarım diye düşünürken, içimin dağlandığını sandım. Hiç beklemediğim ve dudaklarıyla mücadele ettiğim o an , sertçe ve hızlı bir şekilde içime girivermişti. Tuhaf bir şekilde, rahatlıkla girmişti içime.  Yoksa ıslanmış mıydım? Böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Ellerini nihayet göğüslerimden çekip bacaklarımın kasıklarımla buluştuğu noktadan iki yana doğru bastırarak, kadınlığımın iyice ortaya çıkmasını sağlamıştı. Üzerime çullanmış, sert bir şekilde içime girip çıkıyordu. İçime her girişinde, kasıklarımızın birbirine çarparak çıkardığı ses odanın duvarlarında yankılanıyordu.. İnanılmaz hızlı bir şekilde beceriyordu beni..Sanki bir hayvanı döver gibiydi yüzünün hali. Bakmamaya çalışıyordum ama ister istemez gözüm takılıyordu. Artık bakışlarımda sadece çaresizlik vardı. Sessiz bir şekilde işini bir an önce bitirmesini beklemeye başladım. Artık hiç direnmiyordum. Kollarımı iki yana bırakmış, ona temas etmemeye özellikle dikkat ediyordum. Canım çok yanmasına rağmen onu daha çok zevke getirmemek için, hareketlerini engellemek için bile ona dokunmuyor ve çığlık atmamak için dudaklarımı ısırıyordum. Başımı hafifçe doğrultup bedenime doğru baktığımda gördüğüm manzara korkunçtu. Göğüslerim oldukça iri ve yumuşak olduğu için darbelerin şiddetiyle dört bir yana doğru bağımsız hareketlerle sallanıyor, Halit’İn devasa boyutlardaki penisi bacaklarımın arasında bir görünüp bir kayboluyordu. Başımı tekrar halıya yasladığımda, Halit inlemeye başladı. Bu durumda tek sevindirici olan, korunuyor olmamdı sanırım. Çünkü birazdan içime boşalacaktı.  Halit hızlıca girip çıkarken uzandı ve yeniden göğüslerimi emmeye başladı. Çıkardığı sesler artık sona yaklaştığımızı müjdeler gibiydi. Başını kaldırıp gözlerime bakarak,
-Yavrum benim!! Bak nasıl da hoşuna gidiyor işte...Biliyordum senin de isteyeceğini diyerek manasızca konuşmaya başlamıştı.. Başımı öne doğru uzatıp göğüslerime baktığımda uçlarının fındık iriliğine geldiğini gördüm ve şoke oldum. İçime giren penisin boyutuna ve sertliğine rağmen canımın daha az yanıyor olması da ıslandığıma işaretti. İstem dışı bedenim zevk sinyalleri veriyor gibiydi ve bu durum beni çok utandırmıştı. Halit, bedenimin verdiği tepkiyi anlamış olmalıydı. Beynim ve bedenim sanki farklı işliyor gibiydi. Hiçbir şey diyemedim. Cevap verecek halde değildim de zaten. Çaresizlikle başımı yana çevirip parmaklarımı dudaklarımın arasına götürdüğümü ve ısırdığımı hatırlıyorum sadece..Kendi canımı yakarsam farklı bir şey düşünebilirim diye belki de. Ben bu işkence ne zaman bitecek diye düşünürken, üzerimdeki insan müsveddesi ani bir hareketle kendini geriye çekti ve penisini son bir hamleyle kadınlığımın en derin noktasına kadar adeta saplayarak içimde fışkırmaya başladı. İnanılmaz bir şekilde, içimde olan her şeyi tüm detayı ile hissedebiliyordum. Kadınlığımın duvarlarına çarpmakta olan Halit’in spermleri sanki içimi dolduruyor gibiydi.
Boşalması bitmiyordu, ard arda defalarca fışkırıyordu içimde ve ben her seferinde Halit’in altında nöbet geçiriyormuş gibi titriyordum elimde olmadan. Bir süre öylece kalakaldı içimde. Penisi içimde olduğu halde, yeniden üzerime uzanmış, dudaklarımı, çenemi ve boynumu emiyordu. Hiç karşı koyacak halim yoktu artık zaten. Penisi yumuşamaya başladığında, içimden yavaş hareketlerle çıktı. İçimden çıkarken bedeni inanılmaz bir şekilde titriyordu. Penisin çıkışı ile birlikte içimde büyük bir boşluk oluşmuş gibi hissettim. Dağlanmış gibi yanıyordu kadınlığım. Elimi hemen üzerine götürdüm. Halit’in spermleri kadınlığımdan taşarak arka deliğime doğru akmaya başlamıştı bileı. Elime bulaştığını anlayınca hemen geri çektim ve silecek bir şey aradım çaresiz.  Ama sanırım büyük kısmı içimdeydi hala. Halit doğruldu, koltuğun yanında duran ve muhtemelen daha önce kullanılmış peçeteyi bana uzattı ve hiç bir şey söylemeden yanıma devriliverdi. Hızlıca nefes alıp veriyordu. Ben de sanki nefes almayı unutmuştum. Küçücük peçeteyle becerebildiğim kadarıyla temizlendim. Daha sonra, el yordamıyla külodumu buldum ve hemen giydim. Yattığım yerde elbisemi düzeltip, doğruldum. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Çantamı buldum, ona bakmadan seri hareketlerle kapıyı açarak dışarı attım kendimi. Hızlı adımlarla eve geçtim ve kapıyı kapadım.
Kapıyı arkamdan kaç defa kilitlediğimi bile bilmiyorum. Hatta sandalye bile yasladım kapının tokmağına. Korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Hemen banyoya koştum. Üzerimdeki her şeyi kirliye attım ve duşa girdim. Halit’in spermleri hala akmaya devam ediyordu içimden. Uzun bir süre ağlayarak yıkandım, temizlendim. Birkaç saat sonra kendimi, üzerimde sadece sarındığım havlumla yatakta düşünceli gözlerle duvarlara bakarken bulmuştum. Kendime geliyordum yavaşça ve bir çok şeyi düşünmeye başladım. Polise gitsem ne değişecekti. Rezillik inanılmaz boyutta olacaktı. Eşimi ve ailemi düşündüm. Bu kaldırılacak gibi bir şey değildi. Susmalı ve unutmaya çalışmalıydım. Akşama kadar kendime çeki düzen vermeye karar verdim. Eşim asla farketmemeliydi durumu. Derin bir uykuya dalıvermişim. Kalktığımda, akşamüstü olmuştu. Yemek hazırlığı derken vakit geçmişti. Biraz daha sakinleşmiştim. Uyku iyi gelmişti belli ki.
Eşim geldiğinde, ben de bir tuhaflık olduğunu sezmişti. Ama anlam veremedi. Üzerimde halsizlik var diyerek, durumu geçiştirdim. Oysa hala sızı vardı kadınlığımda. Halit’in yaptıkları, daha önce hiç yaşamadığım şeylerdi ve bana oldukça sert gelmişti. Cinselliği, o güne kadar sadece romantik düzeyde ve o tarza sahip erkeklerle yaşamış biri olarak, bu hoyratlık benim için çok fazlaydı.
Gece yatağa girdiğimizde, eşimin cilveleşmelerini üzülerek geri çevirdim ve sonuçsuz bıraktım. O da fazla üstelemedi zaten, her zaman olduğu gibi çok anlayışlıydı yine. Eşim uyumuştu ama ben sabaha kadar yaşadıklarımı düşünüp durdum. Bir kabus gibiydi ama gerçekti. Gözlerimi tavana dikmiş boş boş bakarken, sabaha karşı  nihayet dalabilmiştim.
Sabah uyandığımda eşimin beni uyandırmadan işe gittiğini farkettim. Oldukça ağır uyumuş olmalıydım. Üzerimden geceliğimi bile çıkarmadan televizyonun karşısına geçtim. Anlamsızca bakıyordum televizyona ve programı seyretmiyordum bile. Hala olayın etkisindeydim. O hayvanın bakışları geliyordu gözüme, bana yaptıklarını yeniden hissediyor gibiydim. Gözlerim dolmaya başlamıştı yine. Ağlamamak için kendimi yeniden duşa attım. Uzun ve ılık bir duş iyi gelmişti. Çıktığımda, kurulandıktan sonra öylece çırılçıplak yüzüstü yatağa bıraktım kendimi. Sonra bir an aklıma geldi ve heyecanla kalkıp,  hemen aynanın karşısında vücudumu incelemeye başladım. Neyse ki morluk gibi şeyler yoktu. Derin bir oh çektim. En azından iz kalmamıştı yaşananlardan.
Birkaç saat geçmiş olmalıydı. Üzerimi giyinmeye başladığımda kapı çalındı. Kapıya giderken resmen titriyordum. Acaba gelen o  muydu  diye büyük bir korku vardı içimde. Delikten bakınca, üst kat komşumuz bayanın geldiğini görünce rahatladım. Kendime çeki düzen vererek kapıyı açtım. Elinde iki tabak helva tutuyordu.
-Hayırdır abla…dedim. Helvayı elinden alırken, karşı dairenin kapısı açıldı ve o belirdi. Komşum benimle konuşmaya devam ediyordu. Ne anlattığını dinlemiyordum bile, ben Halit’i görünce donup kalmıştım. Bakışlarımı ondan kaçırarak kadıncağızı dinlemeye çalışıyordum. Kadın Halit’e dönerek,
-Al oğlum sana da helva getirdim. Annen’den haber var mı?..Teyzen nasılmış? diye hızlıca konuya girince,  ben fırsat bildim ve teşekkür ederek kapıyı kapadım. Kalbim deli gibi atıyordu. Bacaklarım titriyordu. Elimde tabakla kalakalmış,  sırtımı kapıya yaslamış öylece duruyordum. Merak duygusuna karşı koyamadım ve usulca dönerek gözümü deliğe yasladım. Kadın gitmiş olmalıydı ama Halit kapının eşiğinde öylece duruyor ve bizim daireye doğru bakıyordu. Bir anlık karaltı olduğu için delikten onu gözetlediğimi farketmiş olabileceğini düşünerek hemen geri çekildim. Birkaç saniye sonra yeniden döndüm ve korkudan titreyerek delikten dışarı baktım. Halit bizim kapının tam önüne gelmişti. Zili çalmadan, eliyle zor duyulabilecek bir şekilde kapıyı tıklatıyordu. Normalde, arka odada olsam duyulmayacak kadar sessizdi kapıyı çalışı. Kapının hemen arkasında olduğumu biliyordu kesinlikle. Hemen geri çekildim, bacaklarım tutmuyordu ve kapının eşiğinde sırtım kapıya dayalı bir şekilde istem dışı yere çöküverdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Açsam, yeniden aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum. Açmayınca birkaç kez daha vurdu kapıya ve sonra kısa bir sessizlik oldu. Doğruldum ve mutfağa geçtim elimdeki tabağı masaya koydum. Mutfak kapısının eşiğinde kararsız ve korkudan titreyerek dairenin kapısına doğru bakıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Birkaç dakika geçmiş olmalıydı. Yavaşça kapıya yöneldim, kapının zincirini takarak sessizce kapıyı açtım. Kimse yoktu koridorda, rahatladım. Kapıyı kapatırken, karşı dairenin kapısı açılıyordu ama ben bakmadım ve hızlıca kapıyı çarparak içeri geçtim. Evden nasıl çıkacaktım bilmiyordum..Resmen bu adam yüzünden eve hapis olmuştum.
Yaklaşık bir hafta kadar geçmişti olayın üstünden..Ben normale dönmeye başlamıştım. Artık dışarı çıkabiliyordum en azından. Halit’i de bu süre içinde görmemiştim. O gün yine sabah saatlerinde çıkmış, akşamüstüne doğru eve dönüyordum. Arabayı apartmanın otoparkına parkettim. Tam inerken, apartmanın arka tarafında bulunan kamelyada oturduğunu gördüm. Beni görünce doğruldu elindeki sigarasından son bir nefes alarak fırlattı. Ayağa kalkınca ben hızlı hareketlerle araçtan inerek,  apartmanın giriş kapısına doğru yöneldim. Asansörü çağırdım ama en üst kattaydı. Asansör ağır bir şekilde giriş kata doğru gelirken, apartmanın kapısında o belirdi. Apartman kapısını anahtarıyla açarak içeri girdiğinde, asansör gelmişti. Kapıyı açıp içine attım kendim, bulunduğumuz katın düğmesine bastım ama asansörün kapısını çekerek kapatmaya çalışırken dirençle karşılaştım. Halit dış taraftan kapıyı tutup tekrar açtı ve yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ile içeri girdi. Korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım. Başımı eğmiş , sadece zemine bakıyordum. Katımıza geldik. Ben ona arkamı dönmüş kapının kilidini titreyen ellerimle açmaya çalışıyordum. Anahtarı bir türlü kilidin deliğine sokamıyordum. O kapıyı açmış tam eşikte bekliyordu. Tam anahtarı çevireceğim sırada ani bir hareketle yanıma geldi ve kolumu  tuttu..Ben korkudan titriyordum. Yüzüne bile bakmadan, ağlamaklı bir ses tonuyla,
-Lütfen yapma, bırak..yalvarıyorum sana..
diyebildim ama Halit kolumdan çekerek beni dairesine doğru sürüklemeye başlamıştı. Bir an apartman boşluğunda çığlık atmayı düşündüm ama çıkacak rezillikten en çok yine ben zarar görecektim. Bu adamın belli ki hiçbir şeyi umursadığı yoktu. Kimsenin duymaması için cılız bir sesle konuşabiliyordum sadece.
-Yapma lütfen yeter bırak artık..diye yalvarıyordum ama  o, hafifçe gülerek.
-Bu sefer daha çok hoşuna gidecek rahat ol..diye cevap vermiş ve beni içeri sokarak üzerimize kapıyı örtmüştü bile.
İçeri girdiğimizde ben kapının hemen eşiğinde kendimi duvara yaslamış, ellerimi göğüslerimin üzerinde birleştirerek savunmaya geçmiştim. Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı. Nefesi tüylerimi ürpertmişti. Ellerimi kavrayarak aşağı indirdi ve hızlıca dudaklarıma yapıştı. Ben karşılık vermediğim için sinirleniyordu. Dudaklarımdan boynuma inmeye başladı. Boynumu sertçe emip, yalamaya başladı. Üzerimde açık renk bir gömlek ve kot pantolon vardı. Gömleğimin üzerinden hoyratça göğüslerimi avuçlayarak sıkmaya başladı. Bir yandan okşuyor, diğer yandan da  iştahlı gözlerle seyrediyordu  Ani bir hareketle gömleğimin düğmelerini kopararak açtı. Ortaya çıkan manzarayı bir süre seyrettikten sonra, sutyenimi yukarı sıyırarak göğüslerime saldırdı. İki yandan bastırıp  göğüs uçlarımı sırayla emmeye başladı. Kendinden geçmiş gibi yalıyordu göğüslerimi. Göğüs uçlarımın yine kendiliğinden sertleştiğini hissediyordum.  O kadar ıslak bir şekilde yalıyordu ki, Halit’in salyaları göğüslerimin arasından göbeğime doğru akıyordu. Ben kendimi duvara iyice sıkıştımış, kurtulmaya çalışıyordum ama imkanı yoktu. Bir süre sonra gömleğimi ve sutyenimi tamamen çıkardı. Üzerimde sadece kot pantolonum ve altına giydiğim spor ayakkabılarım kalmıştı. Üst kısmım tamamen çıplaktı ve bu onu iyice tahrik ediyordu. Bir an öylece durdu. Beni seyrederken gözlerindeki hayvani şehvet korkutuyordu beni. Bacaklarımda derman kalmamıştı, kendimi kapının hemen yanında yere bıraktım. Bacaklarımı toplamış, otururken çıplak göğüslerimi ellerimle örtmeye çalışıyordum. Başımı kaldırıp ona baktım ve ağlamaklı bir sesle,
-Yeter Halit lütfen..ben evliyim ve sen komşumuzsun..yapma artık çok utanıyorum..diyebildim. O ise gülümseyerek..
-Merak etme canım.. sen artık benimsin ve bundan sonra da ne zaman istersem benim olacaksın…
dedi. Bu sözler karşısında şok olmuştum. Bu böyle nereye kadar gidebilirdi ki.. Ben nefes alışlarımı kontrol etmeye çalışırken, Halit karşımda soyunmaya başladı. Üzerindeki tişörtünü çıkardığında, ilk kez oldukça kıllı ve yapılı bir vücuda sahip olduğunu farkettim. Dış görüntüsünden tahmin edilmeyecek ölçüde kaslı omuzları ve kolları vardı. Göbeği yok denecek kadar azdı ve tüm göğsünü kaplayan yoğun kıllar yüzünden dümdüz görünüyordu. Bir an şaşkınlıkla ona baktığımı görünce hoşuna gitti. Yüzünde şehvani bir gülümseme ile pantolonunu yavaşça indirmeye başladı. Karşıma çıkan manzara dehşet verici idi. Bana doğru yaklaştı, yüzümün hemen yakınında beyaz renk slip tarzdaki küloduyla ayakta öylece duruyordu.
-Nasıl hoşuna gitti mi?
Dedi hınzır bir ifadeyle. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Hiçbir şey diyemedim. Külodunun üzerinden bile oldukça iri olan penisi çok rahat seçilebiliyordu. Penisi sertleşmiş ve karnında doğru yaslanmıştı. Önünde kocaman bir çadır var gibiydi sanki. Yüzüme doğru iyice yaklaştırdı kendini ve parmaklarını karnının hizasından külodunun lastiklerine geçirerek aşağıya doğru sıyırmaya başladı. Hareketleri çok ağırdı ve sanki beni tahrik etmeye çalışıyor gibiydi. Külodunu iyice aşağı çektiğinde penisi de onunla beraber aşağıya doğru bükülüyordu..Ben çaresiz  bir şekilde hareketlerini izlemekle yetiniyordum ve ellerimle hala göğüslerimi örtmeye çalışıyordum. Ansızın penisi külodundan kurtuldu ve yay gibi fırlayarak yüzüme çarptı. Bir an şaşkınlıkla kendimi geri çektim. Halit bir süre öylece penisini yüzüme doğru tutarak bekledi. Daha sonra bir elimi tutarak üzerine koymaya çalıştı ama ben mani olarak, geri çektim.  Israrla bana penisini tutturmaya çalıştı ama yapmadım. Tutmayacağımı anladığında, penisi oldukça iri olan gövdesinden kavrayak yüzüme sürtmeye başladı. Ben iğrenerek dudaklarımı büzüştürüp başımı yana doğru kaçırmaya çalıştıkça, o daha fazla bastırıyordu. Bir süre yüzümde dolandırdıktan sonra dudaklarımın üzerinde gezdirmeye başladı. Dudaklarımı aralamam için baskı yapıyordu ve ağzıma almamı istiyordu. Ben ise dudaklarımı iyice sıkarak büzüştürüyordum. Bir süre sonra dudaklarımı aralamayacağımı anlayınca, eliyle çenemden tuttu ve parmaklarıyla yandan sert bir şekilde bastırınca canım inanılmaz acıdı. Bu hareketiyle dudaklarımı aralamak zorunda kalmıştım. Lanet olası adam sanki bu işi daha önce defalarca yapmış gibiydi. Hareketleri çok ustacaydı. Kendimi çok aciz hissediyordum karşısında. Dudaklarım aralandığında ani bir hareketle bastırarak penisin uç kısmını ağzıma sokuverdi. Ben anlamsız sesler çıkartarak engel olmaya çalışıyordum ama çabalarım nafileydi. İstediği olmuştu işte.
Penisini ısırmak istedim ama korktum. Canını yakarsam bana zarar vermesinden korkuyordum. Ağzımın içi heyecandan kurumuştu ve kalın penisi canımı yakıyordu. Mecburen dudaklarımı biraz daha araladım ve o an nerdeyse penisin yarısına kadar olan kısmı da ağzımın içinde gidip gelmeye başladı. Halit’e artık bakmıyordum. Gözlerimi kapamıştım. Ağzımdaki kocaman et parçasıyla mücadele ediyordum sadece. Halit inlemeye başlamıştı ve çıkardığı seslerden inanılmaz zevk aldığı belliydi. İyice tahrik olmaya başlamış olmalıydı ki, elleriyle başımın arkasından tutmuş penisini daha derinlere sokmaya çalışıyordu. Boğazıma kadar soktuğunda kusacak gibi oldum. Nefes alamıyordum. Başımı arkaya doğru bastırıp çıkarmaya çalıştım ama o iyice kendine çekmişti başımı ve yüzüm nerdeyse kasıklarına değmek üzereydi. Gözlerime çektim kalem , gözyaşlarımın etkisiyle akıyor ve gözüme kaçıyordu. Bu canımı çok yakmaya başlamıştı. Korkunç bir halde olmalıydım o an. Kendime bakmayı asla istemezdim. İyice nefessiz kaldığımı anlayınca ellerini bıraktı ve kocaman penis dudaklarımın arasından çıkıverdi. Penisin üzerine bulaşan tükürüklerim dudaklarımın üzerine bulaşmış, çektikçe penisle beraber uzuyordu. Ne hale gelmiş olmalı güzelim yüzüm diye düşündüm bir an. Beni o halde gören bir tanıdığım gözlerine inanamazdı. Ucuz bir fahişe gibi görünüyor olmalıydım. Nefesim düzene girdiğinde, ellerini yeniden başıma koydu ama bu sefer mücadele edecek gücüm yoktu. Dudaklarımı istemeye istemeye araladığımda, başımdan bastırarak penisini çok rahat bir şekilde ağzıma sokuvermişti bu defa.
Çok derine bastırmadan, ileri geri hareket ettirerek ağzıma sokup çıkarmaya başladı. Gözlerimi yukarı kaldırdığımda, Halit’in gözlerini kapadığını ve dudaklarını ısırdığını farkettim. Sanırım gelmek üzereydi. Temposu iyice hızlanmıştı. Başımı duvara dayamış ellerini bırakmıştı, zaten artık kaçacak yerim de yoktu. Çaresizce dudaklarımı aralamış, hiç hareket etmeden duruyordum ve o resmen ağzımdan beceriyordu beni. Halit artık iyice hayvani sesler çıkarmaya başladığında kendimi iyice kastım, birazdan başıma geleceği tahmin edebiliyordum. Bir süre sonra tekrar başımdan bastırarak penisin nerdeyse tamamını ağzıma soktu ve tam da o anda fışkırmaya başladı. Spermlerin bir kısmı doğrudan boğazıma doğru fışkırınca, ilk gelen dalgayı yutmak zorunda kalmıştım. Sonrasında yine defalarca kesik kesik ve yoğun bir şekilde fışkırmaya devam ediyordu. Ağzımın içi Halit’in spermleriyle dolmuştu. Boşalması bittiğinde, yavaş hareketlerle kendini geri çekti. Ağzımdan çıkan yarı inik haldeki penisle beraber, öksürerek spermlerini yere tükürdüm hemen. Ekşi ve buruk tadı hala ağzımdaydı. İğrenç geliyordu bana yaşadıklarım. Halit, külodunu yukarı çekerken, kapının kilidini açtı ve inik olmasına rağmen halen iriliğinden hiçbir şey kaybetmeyen penisini kumaş parçasının içine sokuşturmaya çalışarak içeri gitti. Ben oracıkta yığılmış haldeydim. Hemen doğrulmaya çalıştım ama bacaklarım tutmuyordu. Üzerimi giymeden sadece kıyafetlerimi ve çantamı göğsümün üzerine bastırarak kapıyı açtım, hızlıca daireye geçtim. Anahtarlarım kapının üzerinde kalmıştı, karşı daireye sürüklenişim sırasında.
İçeri girdiğimde doğrudan aynaya baktım. Korkunç görünüyordum. Göz makyajım tamamen akmış, rujum silinmiş ve dudaklarımın etrafı sperm kalıntılarıyla doluydu. Resmen dağıtmıştı beni hayvan. Tanınmaz haldeydim. Lavaboya gittiğimde hala Halit’in spermlerini tükürüyordum. Herşeye rağmen, toparlanmak için sadece birkaç saatim vardı. Ben de öyle yaptım.
Akşam eşim geldiğinde, hiçbir şey belli etmiyordum. Sanki alışmış gibiydim bu iğrenç oyuna. Gündüzleri hoyratça kullanılan ev hanımı, akşamları ise kocasının şefkatli ve masum karısı. O gece yatağa yattığımda gündüz yaşadıklarım gözümün önüne geliyordu. Karşıımda çıplak halde duran Halit’İ görüyordum. Kocaman penisin külodundan fırlayıp yüzüme değdiği an aklıma gelmişti nedense. Dudaklarımın arasında fışkıran kocaman et parçasını düşündüm. Ne acı ki, eşim ve hayatıma giren bütün erkekler  defalarca  bunu yapmam için bana yalvarmıştı ama asla müsaade etmemiştim onlara. Ama bugün hayatımda ilk kez ağzıma boşalan erkek, Halit olmuştu. Tuhaf bir şekilde, bunları düşünürken tahrik olduğumu hissettim. Bu durum aynı zamanda beni çok utandırmıştı. Normal hayatımın akışına ters gelen bu muamele, bana nasıl tahrik edici gelebilirdi ki? Kocama döndüm ama çoktan uyumuştu. Selen ne oluyor sana!! dedim kendi kendime. Böylesine iğrenç bir şeyden zevk alıyor olamam diye düşündüm. Bunları düşünürken uykuya dalmış, sabaha kadar ilk kez deliksiz uyumuştum.
Ertesi sabah duştan çıkar çıkmaz kendimi televizyonun karşısındaki koltuğa bırakıverdim. Elimde kahvem ve telefonum internette geziniyordum. Doğru dürüst bir şey bile yememiştim. Saçlarım hala ıslaktı ve üzerimde göğüslerimin hizasında bağladığım havlu vardı sadece. Bacaklarımı uzatmış keyif yapıyordum. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama aklım yine bir önceki gün yaşadıklarıma gitmeye başladı. İtiraf etmeliyim ki, Halit’in kıllı ve güçlü bedeni bir şekilde hoşuma gitmişti. Onu düşündüm, omuzlarını , kollarını , geniş ve kıllı göğsünü.. Sonra gözümün önüne iri penisi gelmeye başladı. Bugüne kadar gördüğüm en irisi olmalıydı ve bu kadar yoğun nasıl boşalıyordu. Bunları düşünürken elim ister istemez, bacaklarıma doğru kaymaya başladı. Havlumu yana doğru atarak kadınlığıma dokundum. İnanılmaz bir şekilde sırılsıklam olduğumu farkettim. Hemen kapadım havluyu ve kendime kızdım. Kendine gel, ne oluyor sana kızım diye iç geçirdim.
Birkaç dakika sonra ev telefonunun ziliyle irkildim ve kendime geldim. Telsiz telefonu elime aldım ve tekrar koltuğa uzandım. Arayan numara kayıtlı idi ve Ayşegül Teyze yazıyordu ekranda. Gözlerim faltaşı gibi  açıldı bir anda. Halit arıyordu ve iyice yüzsüzlüğü ele almış olmalıydı. Önce açmamayı düşündüm. Sonra, çağrıyı kabul et tuşuna basıp hiçbir şey demeden kapadım. Ama arka arkaya defalarca arıyordu her seferinde yüzüne kapamama rağmen. Birkaç saniye geçmişti ki yeniden çaldı telefon. Bu sefer cevap vermeliyim diye düşündüm. Yoksa bu böyle sürüp gidecekti. Telefonu kulağıma götürdüm ve titrek bir ses tonuyla cevap verebildim ancak.
-Efendim?
-Merhaba, napıyorsun?
-Seni ilgilendirmez..Arama beni!!
-Neden? Komşum değil misin?
-Ya senin işin gücün yok mu ? Rahat bırak beni artık. Bak iyice kızıyorum ve seni polise şikayet edeceğim sonunda.
-İşim gücüm yok..Tek işim sensin şu sıra..kimseye de şikayet etmeyeceksin. Etmek istesen şimdiye çoktan içerde olurdum..sen de gazetelerde..yanılıyor muyum?
- Allah belanı versin senin ..yeter diyorum.
-Bela okuma boş yere. Senin de zevk aldığını biliyorum ilk andan beri.
-Saçmalama, ne alaka!!
- Ben bilirim hayatım, merak etme sen..
-Bana hayatım diye hitap etme adi herif!!! hiçbir bok bildiğin yok!!!
-Sen şu an yalan söylüyorsun bana ama vücudun yalan söyleyemez
-Ne demek bu şimdi?
-Seni o gün sikerken, amcığın sırıl sıklam olmuştu. Hatırlıyor musun?
-Rezil herif..geberirsin inşallah
-Yoksa bu ufaklığı başka türlü nasıl alırdın içine?Hoşuna gidiyor dimi büyük alet?
-????
-Susma güzelim..sen de istiyorsun biliyorum..Sence kaç cm bu alet  hiç düşündün mü?
-Allahım deli olucam..sen neden çıktın ya karşıma böyle.. sapık herif!!!
-Şu an dimdik elimde.. Seni düşünerek kaldırdım yine. Hemen şu an içine alabilirsin istiyorsan.
-??
-O kadar sert ki şu an..tam 19 cm biliyor musun? Tam sana göre. Deli oluyorum zaten sana ilk gördüğüm andan beri..
-Allah belanı versin !!!
-Memelerin yok mu hele offff!!! Deliriyorum onlara....nasıl büyüttün onları öyle güzelim..şu an boşalmak üzereyim nerdeyse..konuş bir şeyler söyle sen de hadi birtanem.
-??
-İstiyorsun değil mi? Şu an kalkmış yarrağımı içinde istiyorsun..Yine amcığının içinde boşalayım istiyorsun.
-Hayır asla!!
-Yalannn..sesinden belli oluyor yalan söyleme..Hahahaha
-Köpeksin sen..köpekkk
-Şimdi kapatıyorum telefonu ve kapıya geliyorum çıplak olarak hem de.
-Saçmalama!!! açmam rezil olursun biri görürse
-Ben olursam sen de olursun..kapında beni çıplak gören ne düşünür?
-Yapma sakın böyle bir şey !!!
-Geliyorum hayatım..aç kapıyı..merak etme uzun sürmeyecek.. boşalmak üzereyim zaten.
Aniden kapatınca, ben elimde telefonla öylece kalakaldım. Tanrım ne oluyor bana böyle. İyice orospuya dönüyordum bu adamın elinde. Söylediğinde ciddi miydi? Gerçekten çıplak halde kapıya dayanabilir miydi? Adamdaki cesarete bak diye düşündüm. İyice çıldırmış olmalıydı. Ya gelirse ve beni böyle havluyla görürse, ne düşünürdü? Bunu kesinlikle bir davet olarak alacaktı. Hemen doğruldum ve üzerime bir şey giymek için salondan çıktığım an , kapı çalmaya başladı. Yine kapıyı usulca tıklatıyordu. Delikten baktım, yüzünü nerdeyse kapıya yaslamıştı ve kocaman bir surat vardı sadece görüntüde. Ne yapacağımı şaşırıp kalmıştım. Kapıyı tekrar tekrar tıklatıyordu. Onu bu şekilde içeri alamazdım ama kapı önünde de bekletemezdim..Biri merdivenleri kullanmak istese ya da ikimizden birine uğramak için gelse, rezilliği düşünemiyordum bile. Cesareti mi topladım ve yavaşça kapıyı araladım.
Kapıyı açmamla birlikte gözlerime inanamadım. Yüzünde hain bir gülümseme ile içeri girdi hızlıca. Söylediği gibi gerçekten de çıplak gelmişti dairesinden. Aleti önünde sallanıyordu. Belli ki kısacık bekleme süresinde sertliğini kaybetmişti. Ben iki adım içeri çekilip karşısında öylece kalınca, bakışlarını üzerimde gezdirerek,
-Offf canım benim..biliyordum istediğini..beni böyle mi bekledin bakiim sen?
-Hayır öyle bir şey yok!! Ben duştan çıkmıştım sadece….diyerek kekelemeye başladım..çünkü başka da izahı olmayan bir haldeydim..Saçmalamaya başladığımı gören Halit hiddetlenerek, sert bir ses tonuyla seslendi bana..korkudan kas katı kesilmiştim bir anda…
-Gel buraya!!
-Hayırrrr!!!
-Yeter lan artık itiraz, itiraz hep!!!
dyerek beni sertçe kendine çekti ve ani bir hareketle üzerimdeki havluyu alarak kenara attı. Artık ikimizde çırılçıplaktık. Önce beni bir süre öylece hayranlıkla seyretti ve yanıma gelerek öyle bir hışımla sarıldı ki, yeniden sertleşen penisi karnımı delecek gibi oldu sanki. Delice her yerimi yalamaya başladı, ellerini vücuduma dolayarak kalçalarımın üzerine koydu ve okşamaya başladı. Çok güçlü elleri vardı ve kalçalarımı canımı yakarak yoğuruyordu resmen. Artık ne bir ses çıkarabiliyor ne de karşı koyabiliyordum. Karşılık vermiyordum ama direnmiyordum da artık. Kollarında çaresizce bekliyordum öylece. O ise kendinden geçmiş gibi tüm vücudumu okşuyor ve yalıyordu. Bir süre sonra beni sertçe ters çevirdi kapının hemen yanındaki duvara yasladı. Tek eliyle bileklerimden kavrayarak belimin üzerinde birleştirdi. Zaten kaçacak gücüm de yoktu artık. Halit hiç zorlanmıyordu hareketlerinde. Diğer elinin ıslattığı parmağını kalçalarımın arasından kadınlığıma götürdü ve okşamaya başladı. Arkamda, tuhaf sesler çıkarıyordu. Ben gözlerimi kapamış kendimi teslim etmiştim artık. Islandığımı, o söylediğinde anlayabildim ancak.
-Offfff aşkım benim..bak sırılsıklam olmuş amcığın. Hani istemiyordun beni…
diyerek ani bir hareketle penisini içime yerleştiriverdi. Onu içime almam çok kolay olmuştu bu defa. Halit arkamda her defasında daha derine girerek  beni beceriyordu. Ellerimi serbest bırakmış, şimdi belimden tutarak gidip geliyordu. Güçlü elleriyle belimi canımı yakarak sıkıyordu. İçime her girişinde, kasıklarının kalçalarıma çarpma sesi koridorda yankılanıyordu. Kapının önünde duran biri rahatlıkla bu sesi duyabilir ve ne olduğunu anlayabilirdi. O an ilk kez kendime engel olamadığım için hafifçe inlemeye başladım. Korkum giderek azalıyordu. Canım artık yanmıyordu ve ona belli etmesem de zevk almaya başlamıştım.  Bir süre sonra, hem de hiçbir emir almadan veya Halit’în zorlaması olmadan kendiliğimden ellerimi duvara yaslayıp, kalçalarımı iyice ona doğru uzatıım. Böylece, kalçalarım iyice açılmış olmalıydı ve bu hareketimle Halit arkamda iyice zevke gelmiş, deli gibi pompalamaya başlamıştı. İki elim duvarda ve hafifçe öne doğru eğilmiş olduğum için, göğüslerim aşağıya doğru sarkmış sağa sola sallanıyordu. Göğüs üçlarım yine fındık iriliğine gelmişti. Halit bu sahneyi farketmiş olmalıydı ki, hemen bir elini öne doğru uzatarak göğüslerimi avuçladı. Bu hareketiyle beraber, elimde olmadan daha yüksek sesle inlemeye başlamıştım. 
-Selen, işte bu !!! hoşuna gidiyor mu bebeğim..seni sikmem hoşuna gidiyor mu söyle bana…
diyerek konuşuyordu ama ben cevap veremiyordum. Sadece sesimi daha fazla yükseltmemeye gayret ederek inliyordum. İçime daha sert girdiği bir an, çığlık atar gibi olunca da tek elimle ağzımı kapadım hemen. O ise ısrarla sormaya devam ediyordu. İnanılmaz bir hızla beni becerirken, elimde olmadan başımı sağa doğru çevirerek ona baktım. Gözlerimiz anıda buluşuverdi. Bana büyük bir şehvetle bakıyordu.O an bakışlarından ilk defa zevk aldığımı hatırlıyorum. Korkunç tahrik olmuş, hareketlerimi var gücümle kısıtlamaya çalışıyordum. Ona bakmaya başlayınca , diğer elini de yeniden belimin üzerine koydu ve daha da hızlandı. Gözlerimin içine bakarak, 
-Söyle bebeğim söyle bana..Hoşuna gidiyor mu seni sikmem? ..
diye inleyerek yeniden aynı soruyu sormaya başladı. O an tüm bedenimi inanılmaz bir zevk dalgası kaplamaya başladı. Sesim çıkmıyordu ve belli belirsiz inliyordum ama gözlerine baygın bir şekilde bakarak, başımı sallayabildim sadece. Başımı, evet manasında sallamamla birlikte iyice delirdi Halit. Her seferinde tamamen çıkarıp öyle sokuyordu kocaman aletini kadınlığıma. Beni bu şekilde becermeye başladığında, dizlerim elektrik verilmiş gibi titremeye başladı. Hayatım boyunca yaşadığım en şiddetli orgazma ulaşırken, Halit de aynı anda içimde büyük bir sarsıntıyla boşalmaya başladı. Böyle bir zamanlamayı hiç yaşamamıştım daha önce. Bedenlerimiz sanki birbiri için yaratılmış gibiydi. Hayretler içerisinde bu eşsiz ve eş zamanlı orgazmın tadını çıkarıyordum. Üzerime kapandı ve penisi yumuşayana kadar bekledi yine içimde. Ben kollarından kendimi kurtarıp , elimle vajinamı örterek banyoya koştum hemen. O sırada dairenin kapanma sesini duydum. Banyodan başımı koridora uzattığımda, Halit’in gittiğini anladım. O sırada, kapının hemen eşiğinde, bir elimi, spermlerinin bacaklarımın arasından akmasını engellemek için kadınlığımın üzerine koymuş dururken, onun bu şekilde aniden gitmesine üzüldüğümü farkettim. Belki utanç vericiydi ama bedenim hala istiyordu onu.
Halit dairesine gideli bir iki saat olmuştu ve ben banyodan çıkmış yatağımda çırılçıplak yatıyordum. Yaşadıklarımı düşününce yine tahrik olmaya başlamıştım. Onu tekrar görmek için sabırsızlandığımı hissediyordum ama tüm ahlaki değer yargılarımı da bir kenara atamazdım. Kendime hakim olmalıydım. Ellerim önce göğüslerime sonra da alev alev yanan ve daha birkaç gün önce ağdayla tertemiz yaptığım amcığımın üzerine kayıverdi kendiliğinden. Halit’in hoşuna gitti mi acaba diye  düşündüm kadınlığımın bu pürüzsüz hali. Tecrübelerime göre erkeklerin büyük çoğunluğunun bayılacağı bir görüntüye sahipti çünkü. Bunları düşünürken, sırıl sııklam olmuştum ve boşalıp, rahatlamam sadece birkaç dakikamı almıştı.
Bir şekilde normale dönmüştü hayatım. O gece ve sonrasında eşimle cinsel hayatım renklenmişti bir şekilde. Eşim, bendeki değişikliği farkediyor ve anlam veremiyordu belli ki. Sevişirken daha aktif ve heyecanlıydım. Yüzündeki şaşkın ifade hoşuma gidiyordu ama nedense Halit’le son sevişmemizde aldığım hazzı alamıyordum bir türlü. Eşimin her zamanki ısrarlı taleplerin rağmen, Halit’in dairesinde, kapının hemen eşiğinde diz çöktürerek zorla yaptırdığı şeyi , yapamamıştım ona. Yine her zaman olduğu gibi tam boşalacağı sırada penisini ağzımdan çıkararak, elimle sıvazlayıp göğüslerime doğru boşaltmıştım.Muslim Doggy A Muslim girl getting fucked doggy style.
Sonraki birkaç gün evden dışarı çıkmaz olmuştum. Onu yeniden görebilmeyi çok istediğimi kendime bile itiraf edemiyordum. Ancak ortalarda yoktu Halit. Arayamazdım , kapısına da gidemezdim ama merak ediyordum, neden yeniden istemediğini beni. Günlerce ses çıkmadı, ben artık her gün evde kendimi tatmin ediyordum. Tam bir orospu olup çıkmıştım sonunda. Resmen, adamın karşısına çıkıp, gel beni becer diye yalvaracak durumdaydım. Nerdeyse bir hafta geçmişti üzerinden. Evin içinde kapının önünden her geçişimde, ister istemez delikten dışarı bakıyordum acaba görebilir miyim diyerek.
Pazar gecesiydi ve ben her zamanki gibi eşimin gömleklerini toplamak için arka balkona çıktım. Balkon ışığı sönüktü ve el yordamıyla yapıyordum işimi. Gözüm onların balkonuna takıldı bir an. İçerden loş bir ışık süzülüyordu. Evde olmalı diye düşündüm. Çok geçmeden ışık söndü ve balkonun kapısı açıldı. Elinde sigarasıyla balkona çıkmıştı hava almaya. Bizim balkona doğru bakmadı bir süre. Ben karanlıkta beni farketmediğini anlamıştım ve işimi yaparken bir yandan da ona bakıyordum. Çamaşırlarım toplamam bittiğinde elimde sepetle öylece bekledim bana doğru dönmesini ama dönmedi. İçimde anlam veremediğim bir heyecan ve sıkıntı vardı. Sanki terk edilmiş bir sevgili gibi hissediyordum. Boşluğa düşmüş gibiydim. Halit elindeki sigarayı dışarı fırlatıp içeri geçerken beni farketti nihayet. Sadece bakıyordu ve hiçbir şey söylemiyordu. Ben de elimde sepet sadece ona bakıyordum. Karanlıkta birbirimizi zor seçebiliyorduk ama ikimizin de heyecanlandığı açıktı. Bir süre sonra Halit balkonda bulunan plastik sandalyelerden birini, bize uzak köşeye ama benim görebileceğim açıya doğru yerleştirdi ve geçip oturdu. Ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Karanlığa iyice alışan gözlerim belli belirsiz seçebiliyordu ama üzeri çıplaktı ve altında sadece boxer vardı. Beni seyrediyordu sanki. Ben hiçbir şey demeden ani bir hareketle içeri geçtim. İçerde birkaç işimi hallettim.
Eşim o esnada salonda televizyon seyrediyordu ve yaptıklarımla ilgilenmiyordu bile. Oysa az önce üzerimi değişmiş ve kalçalarımın hemen altında biten daracık bir şort ve incecik askılı bir bluz giymiştim. Bunu bile farketmemişti eşim ama bu kıyafetimle birlikte ayağıma geçirdiğim hafif topuklu ev terliklerim ve at kuyruğu yaptığım saçlarımla oldukça seksi görünüyordum. Evin içinde amaçsızca dolanıyordum ve meraktan ölüyordum. Halit’in orda oturup oturmadığını görmek istedim bir an. Yatak odasında bulunan baş ucu lambalarından birini yakarak balkonun hafifçe aydınlanmasını sağladıktan sonra yavaşça dışarı çıktım.  Halit hala oturuyordu sandalyenin üzerinde. Beni o şekilde görünce, hafif doğrulduğunu farkettim. Balkonun demirlerine tutunarak hafifçe kalçalarımı geri çıkardım. Bir yandan da başka bir komşu görmez beni bu halde diye düşünüyordum. Bir süre o şekilde bekledikten sonra, başımı Halit’e çevirdiğimde. Boexr şortunun üzerinden penisini okşadığını farkettim. Başımı yeniden diğer tarafa çevirip, etrafı seyretmeye devam ettim.
Beni bu şekilde seyretmesi çok hoşuma gidiyor ve beni tahrik ediyordu. Sandalyenin balkon zemininde çıkardığı sesle irkilerek ona doğru baktığımda, penisini dışarı çıkardığını ve bana bakarak mastürbasyon yaptığını gördüm. Öylece bir süre seyrettikten sonra, balkonun ona yakın olan köşesine doğru hareket ettim ve beni daha yakından görmesini sağladım. Balkon demirine doğru eğilerek, kollarımı birleştirince göğüslerimin arasındaki derin vadi gözlerinin önüne serilmiş oldu. Gözlerimi aletinden ayıramıyordum. Yavaşça okşuyordu, hızlanmıyordu ve sanırım bu şekilde boşalmayacaktı. Bir süre sonra ayağa kalkarak balkonun benim bulunduğum yere yakın köşesine geldi. Önünde kocaman bir çadır vardı ve çok belli oluyordu. O da benim dayandığım gibi balkon demirlerine dayanarak aramızdaki mesafeyi yaklaşık 2 metreye kadar indirdi. Ben hiç istifimi bozmamıştım. Kısa bir sessizlikten sonra, fısıldayarak
-Naber fıstık
-???
-Küsmüyüz yoksa??
-Küsmek mi? Ne zaman barıştık ki küselim.
-Yaa yapma bırak artık bu halleri
-Hangi halleri?
-Anladın sen beni..bu tripleri yapma bana artık
-Artık ?
-Evet artık..o kadar şeyden sonra anlamında yani
-Ben bir şey yapmadım, sen zorla yaptın herşeyi.
-Senin de hoşuna gitti ama
-??
-Bak cevap da veremiyorsun
-Verecek cevabım yok da ondan
-Özledin mi beni..bana onu söyle
-??
-Susma , özledin mi özlemedin mi?Muslim girl giving a blowjob
-Özlemedim!!
-Yalannn!!!
-Değil
-Yalan olduğunu biliyorum.
-Nerden biliyorsun?
-Yalan olmasa, deminden beri o kocaman memelerini ve götünü gözüme sokmazdın…
-Ev kıyafetim bu..
-Yaa?? Yarrağımı gördüğün halde neden kaçmadın içeri o zaman..ya bırak bu işler
-Saçmalama hiçbir şey görmedim
-Sen tam bir kaşar oldun Selen..tam sikmelik bir kaşar..Bak görmedin mi ?
diyerek aletini avuçlayarak bana gösterdi Başka tarafa çevirmek istedim başımı ama yapamadım. Gözlerim inik halde olmasına rağmen kumaşın üzerinden hala belli olan kalın penisin üzerinde takılmıştı.

-Bak kaçmadın işte.
-??
-Sen sus yine böyle..Şimdi içeri gidiyorum.Banyoya giricem. Yarrağımı, taşaklarımı iyice bir traşlayıp yıkanıcam..
-Bana ne, ne yaparsan yap!! Beni ilgilendirmez
-Yaa!! Ama senin için yapıyorum, biliyorsun.çünkü yarın sabah ağzına alacaksın bunu
-Saçmalama!!
-Yarın sabah saat tam 9 da kapıyı aralık bırakıcam ve yatağımda seni bekliyor olucam.
-??
-Hatta üzerimi de örtücem ve sadece yarrağımı açıkta bırakıcam senin için
-Ne saçmalıyorsun sen!!
-Kapıyı açıp içeri gireceksin..Yatak odasına gelip yarrağımı ağzına alacaksın ve boşaltıp gideceksin evine
-Asla !!!
-Hayatım günlerdir boşalmadım ve şu an nasıl birikti tahmin bile edemezsin.Yarın hepsini ağzına boşaltıcam ve yutacaksın döllerimi
-İyi geceler sana . gidiyorum ben
-Saat tam 9 da,  sakın unutma aşkım…
diye son sözlerini fısıldarken ben ani bir hareketle içeri girdim.
İçerde eşim hala televizyon başındaydı. Olanlar hakkında en ufak bir fikri yoktu zavallının. Karısı arka balkonda yan komşuyla fingirdeşiyor, adamın akla hayale gelmez iğrenç planlarını sesini çıkarmadan dinliyordu. Yatağa uzandığım, kısacık sohbetin bile beni inanılmaz derecede tahrik ettiğini farkettim. Yeniden sulanmıştı kadınlığım. Bu adamda beni çeken ne vardı böyle. Yakışıklı biri değildi ama karşı konulamaz bir cazibesi vardı benim için. Hayatım boyunca, her ne kadar aksini iddia etmiş olsam da,  asıl beğendiğim erkek tipinin Halit gibi kaba saba ve maço biri olduğunu anlıyordum artık. İçim kıpır kıpırdı ve gitmeyeceğime dair kendime söz vererek uykuya daldım.
Sabah eşim, her zamanki gibi 7 30 da işe gittiğinde, ne yapacağını bilmez halde dolanıyordum evde. Kendime verdiğim sözü tutamamaktan korkuyordum. Sürekli saati kontrol ediyordum. Duş aldım, kahvaltı yaptım, televizyonda haber seyrettim ama beynim başka hiçbir şeyle meşgul olmuyordu. Halit’in bir haftadır hayalini kurduğum kocaman penisine nihayet ulaşabilecek olmanın heyecanı vardı içşimde. Bu defa zorla değil, isteyerek ve tadını çıkararak onu yalamak, ağzıma almak istiyordum. Saat yaklaştıkça kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Bir yanım git bir yanım da kal diyordu. Yatak odasına gittim. Bir gece önce balkonda giydiğim kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Saçlarımı sıkıca toplayarak en sevdiğim koyu renk rujumu çıkardım. Aynanın karşısında, ağır hareketlerle ruju dudaklarıma sürmeye başladım. İşim bittiğinde, her zamanki gibi bu renk ruj,  dudaklarımı iyice belirginleştirmiş ve daha bir seksi görünmesini sağlamıştı. Kendimi resmen oral bir fantaziye hazırlıyordum. Bir keç kez vazgeçer gibi oldum ama saat tam 9 da kendimi yine kapının deliğinden bakarken buldum. Heyecandan oracıkta bayılabilirdim. Çok geçmeden karşı dairenin kapısının açıldığını ve tekrar kapandığını gördüm.
Kapının arasından süzülen cılız ışık, kapının tam olarak kapatılmadığına işaretti. Bir süre bekledim. Kalbim duracak gibiydi ama yine de bu zevke karşı koyamayacağımı biliyordum. Kapıyı araladım, terliklerimi giydim ve sadece anahtarımı alarak usulca süzüldüm dışarı. Kimsenin beni böyle görmemesini umarak, hızlıca karşı daireye geçtim. İçeri sessizce girerek kapıyı arkamdan kapattım. Ağır hareketlerle koridor boyunca arkaya, yatak odasına doğru ilerlemeya başladım. Bacaklarım yine titremeye başlamıştı ama bu sefer korkuyla alakası yoktu durumun. Başımı uzatıp içeri baktığımda, Halit’in aynen söylediği gibi yattığını farkettim. Üzerine çektiği örtüsü ile sadece yüzünü ve göğsünün bir kısmını kapatmıştı. Penisi sertleşmemiş halde yana yatık duruyordu. O haliyle bile oldukça iri ve etli görünüyordu. Söylediği gibi tüm kasık bölgesini traş etmişti. Bir süre öylece seyrettim, korkunç bir istek vardı içimde. Geldiğimi anlayınca heyecandan olsa gerek penisi kendiliğinden hareket etmeye başladı. Gözümün önünde sertleşiyor, yana yatık halinden karnına doğru hareket ediyordu. Bu görüntü çok hoşuma gitmişti ve ağzımın sulandığını hissediyordum. Yatağa dizimi koyduğum an, Halit hızlıca kendini geri çekerek, sırtını yatak başına doğru verdi ve pozisyonunu biraz daha dikleştirdi. Böylece,  tam istediği şekilde bacaklarının arasına yerleşebilecek boşluk doğmuştu benim için.
Artık dayanacak halim kalmamıştı. Terliklerimi ayağımdan yere doğru bıraktım. Parmaklarımı bluzumun askılarına geçirerek aşağı, belime kadar sıyırdım. İçime sutyen giymemiştim ve göğüslerim tamamen çıplaktı. Yavaş hareket ediyordum. Yüzüstü,  tam da Halit’İn bacaklarının arasına doğru uzanıverdim. Bunu yaparken, çıplak göğüslerimin,  kaslı ve oldukça kıllı olduğunu yeni farkettiğim bacaklarına temas etmesiyle birlikte, Halit bir anda titremeye başladı. Çok zevk aldığı belliydi...  
-Offf aşkım benim. Nasıl beğendin mi yarrağımı , senin için pırıl pırıl yaptım.
-Evet görüyorum..
-Beğendin mi?
-Hıhı
-Söyle aşkım konuş benimle
-Evet
-Söyle beğendim de
-Beğendim…..
dedim en şuh halimle gülümseyerek. Ona ilk kez gülümsemiş ve sorusuna olumlu yanıt vermiştim ve bunun getirdiği heyecanla olsa gerek, Halit, zevkle inlemeye başlamış , aleti tamamen sertleşerek karnına dayanmıştı yine. O an gelmişti artık ve ona ilk kez dokunacaktım. Elimi bacaklarının üzerine koydum ve usulca yukarı doğru kaydırmaya başladım. Parmaklarım, kıllı bacaklarının üzerinde hareket ederken içim bir hoş olmaya başlamıştı. Parmaklarım nihayet kocaman ve sarkık toplarına ulaşmıştı. Onları avcuma alıp yavaşça okşamaya başladım. Sonra, yine usulca, parmaklarımı aletinin gövdesinde gezdirerek baş kısmına doğru hareket ettirmeye başladım. Parmaklarımı penisin gövdesine tamamen doladığımda, Halit üzerindeki örtüyü kenara fırlatıp attı. Gözlerimiz yine birleşti anında. İnanılmaz zevk aldığı her halinden belli oluyordu. Gözlerimi ayırmadan yavaş hareketlerle penisinin kalın ve uzun gövdesine doladığım parmaklarımı yukarı aşağı hareket ettirmeye başladım. Baş kısmını avcumun içine yerleştiriyor, baş parmağım ve işaret parmağın arasında ovuyordum canını yakmadan. Halit elini uzatıp saçlarımı okşuyordu. Sonra, parmaklarını kaydırarak dudaklarımın üzerinde gezdirmeye başladı. Etli ve koyu kırmızı dudaklarımın üzerinde parmaklarını dolaştırması çok hoşuma gitmişti

-Selennnn…dudakların muhteşem görünüyor.Birazdan sikimi alacaksın onların arasına..o nefis kıpkırmızı dudaklarının arasına yerleştiricem yarrağımı..offf deliricem şimdi
-Çok mu istiyorsun bunu yapmayı?
-Çok istiyorum..çokkk hem de!!!

Görüntü inanılmazdı. Penisi avuçlarken, onun parmakları da dudaklarımın üzerindeydi ve başımı   kaldırmış gözlerinin içine bakıyordum.

-Deliricem aşkım..delirtiyorsun beni. Hoşuna gidiyor değil mi..Onu yalamak istiyor musun?
-Evet
-Ne kadar istiyorsun?
-Çok istiyorum Halit..çok hem de
-Ohhhh harikasın bi tanem..Birazdan ağzına fışkırıcam ..hem de günlerdir biriktirdiğim döllerimi yutacaksın…..
demesiyle birlikte artık dayanacak halim kalmadığını anladım. Uzandığım yerde doğrularak, dilimi taşaklarının üzerinde gezdirmeye başladım. Daha sonra usulca yukarı doğru çıkmaya başladım. Dilimle sikinin gövdesini ıslatarak baş kısmına doğru ilerliyordum. Yarrağının iri ve pürüzsüz baş kısmına geldiğimde, dudaklarımı aralayarak onu bir hamlede ağzıma aldım. Bu hareketimle birlikte Halit iyice çılgına dönmüştü. Başımı hızla yukarı aşağıda hareket ettirerek resmen somuruyordum kocaman et parçasını. Kalın ve uzun aletini her defasında biraz daha derine alıyordum. Dudaklarımın arasında bir görünüp bir kaybolan koca yarrağı, nihayet dibine kadar ağzıma alabilmeyi başarmıştım. Penisin uç kısmı boğazıma dayandıkça yine gözlerim yaşarıyordu ama çok zevk aldığım için umursamıyordum bu defa. İyice hızlanmaya başlamıştım artık. Ağzıma yutarcasına alıp emerken, bir yandan da elimle gövdesini sıvazlıyordum. Diğer elimle de taşaklarını avuçlamış, masaj yapıyordum. Onları da sanki ağzıma sokmaya çalışır gibi avcumda toplayıp dudaklarıma  kaldırarak yarrağını emmeye devam ediyordum. Penisin alt gövdesindeki iri damarın kalp gibi ağzımın içinde atmaya başlamasıyla artık gelmek üzere olduğunu anlamıştım. Başımı hafifçe ona kaldırarak başını yeniden ağzıma aldım ve bir yandan da elimle ona 31 çektirmeye başladım. Aletin baş kısmı tamamen ağzımdaydı ve çıkarmaya da hiç niyetim yoktu.
-Gelmek üzereyim aşkım. Ağzına istiyor musun döllerimi …
dediğinde sadece gözlerimle onay verebildim ona. Elimi iyice hızlandırdığımda zaten ne kadar istediğimi anlamış olmalıydı. Birkaç saniye içinde, boğazıma doğru fışkırmaya başladı.Yine yoğun bir şekilde ve kesik kesik fışkıyordu. Dudaklarımı iyice büzmüş tamamen rahatlamasını bekliyordum. Ağzımın içinde kaç defa fışkırdığını hatırlamıyorum ama geçen seferkinden kesin daha fazla gelmişti. Halit’in inlemeleri, derin derin nefes almaya dönüştüğünde, aletin yavaş yavaş yumuşamaya başladığını farkettim. Yumuşacık ve kalın et parçasını tembel tembel ağzımda yuvarlıyordum, iyice temizlermiş gibi. Bir süre sonra spermlerini ağzımda tutarak, aleti bıraktım. Halit çenemden tutarak başımı kaldırdı,
-Aşkım göster bana onları yutarken görmek istiyorum…dedi..Gözlerimi devirerek ona doğru yaklaştım. Dudaklarımı hafifçe aralayarak ona, ağzımın içindeki spermlerini gösterdim. O kadar yoğun bir kıvamı vardı ki inanamıyordum. Hayatım boyunca aklıma gelmezdi ama o an gözlerinin içine bakarak spermlerini yutarken korkunç bir şekilde orgazma ulaştım. Daha önce iğrendiğim bir şey bana nasıl böyle bir zevk vermişti hala inanamıyorum. Halit beni resmen oral seks delisi yapmıştı.Artık önüne geçilemez bir şekilde orospusu olmuştum Halit’in.
O gün, biraz dinlendikten sonra Halit, yatağında, salonda ve evin aklımıza gelen her köşesinde  becerdi beni. Akşam eşimin gelmesine bir saat kalıncaya kadar süren bu seks seansı boyunca kaç defa orgazma ulaştığımızı hatırlamıyorum bile. Halit her defasında, boşalmadan önce aletini ağzıma veriyor ve spermlerini içiriyordu. Bu ikimiz için de inanılmaz bir zevk kaynağı olmuştu.
Halit’le nerdeyse hiç konuşmuyorduk Birbirimize hiçbir soru sormuyorduk. Özel hayatımızla ilgili detayları merak etmiyorduk. Sadece bedensel bir bağlılık oluşmuştu aramızda. İlerleyen günlerde içimdeki fahişeyi iyiden iyiye ortaya çıkarmaya başlamıştım. Bazen sokağa çıkarken, asansöre tam bineceğim sırada aklıma esiyor ve kapısını çalıyordum. Halit zaten dünden razıydı ve bitmeyen bir enerjisi vardı bana karşı. Hemen oracıkta,  kapısının eşiğinde kendimi güzelce becerttikten sonra işime gücüme bakıyordum. Halit’in kocaman penisi, bende bağımlılık yaratmıştı. Bazen ona yemek yapıp götürüyordum. Akşamları eşim televizyon seyrederken, balkonda mutlaka birkaç dakikalığına da olsa görüşme fırsatı yaratıyordum.
Halit sürekli yeni fantaziler, değişik zevkler üretiyordu. Bütün gece düşünüp ertesi gün benimle uyguluyordu. En hoşuma giden şey ise, bizim evde ona yaptığım defileydi. Salonun ortasında onu bir sandalyeye oturtmuştum. Gardrobumdaki en seksi kıyafetleri  ve bikinilerimi sırayla giyip, yatak odamdan salona kadar olan uzun koridor boyunca salına salına bir manken edasıyla yürüyordum ona doğru. Her seferinde farklı saç, farklı makyaj ve ayakkabı kullanıp onu iyice çıldırtıyordum. Beni her gördüğünde farklı bir kadını seyrediyormuş gibi geliyordu ona. Defilenin sonu ise kucak dansı ile gelmişti. Önce karşısına kırmızı renkli bikinim ve altına giydiğim kırmızı topuklu ayakkabılarımla çıkmış ve saçlarımı dağıtarak kucağına ters oturmuştum. Yukarından aşağıya doğru hemen sertleşen aletine kalçalarımı her sürtmemde ikimizde kendimizi kaybediyorduk. Sonunda aletini çıkarıp bikinimi yana sıyırarak sikmeye başlamıştı beni. Kendimi kaybetmiş, kucağına ters bir şekilde sert ve hızlı hareketlere oturup kalkıyor üzerinde çılgına dönüyordum. Sonunda ise beni hemen yere diz çöktürüp yarrağını memelerimin arasına vermiş ve yüzüme doğru fışkırmaya başlamıştı.
Muhteşem bir seks hayatım olmuştu en sonunda. Ama giderek kocamdan uzaklaşıyordum. Onu isteksiz bir şekilde tatmin ediyor gerçek Selen’İ ertesi güne, Halit’e saklıyordum
Herşey bir hafta önce aile içinde yaptıkları bir nişan töreni ile sona erdi. Yaşı geçtiğini düşünen annesinin ısrarlarına dayanamamış, bir aile dostlarının 35 yaşındaki hiç evlenmemiş kızıyla evlenmeyi kabul etmişti. İlk duyduğumda elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi ağladım. Sonunda kabullenmeye başladığımda, normal hayatıma geri dönmem gerektiğini biliyordum. Bu satırları, belki de tüm bu yaşadıklarımı zihnimden söküp atmaya yardımcı olması için yazdım. Belki de en az benim kadar okuyan insanları da tahrik etmesi için. Ama kim ne düşünürse düşünsün hatta yaşadıklarım pişmanlık ve utanç verici de olsa Halit’in kocaman yarrağı ve spermlerinin tadı hala damağımda…desiboy99: “ Sexy ”

0 yorum:

Yorum Gönder